İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz...
Ben seni
Sen kendini....
İçinde, hazin, acıklı, kırık dökük bir aşk hikayesi saklı.. Bu sözleri okuyanlar, bilin ki bu sözler canlı.. Yazanın kalbi, mühürledi kendini, Bu ümitsiz aşkın boşluğuna attı...Gecekondu gibidir, farketmezsiniz olayların ne zaman olduğunu...
30 Eylül 2010 Perşembe
29 Eylül 2010 Çarşamba
Eski sevgiliden kalan hediyelerin akıbeti
Biraz düşündüm eski sevgiliden kalan hediyeler ayrılınca insanlar ne yapıyor diye, biraz da ne yaptım diye? Sonra biraz araştırdım insanların düşüncelerini aldım. Ekşi szölükte ki insanların.
ve derledim topladım bunlar çıktı ortaya...............
seçenekler:-
saklamak(kilitli,kapalı kutularda yapılacak olan eylem.ömür boyu saklamak zor ama çok anlayışlı bi insanla(!) da evlenilirse muhafaza edilmesi olası)-atmak(yeni sevgili yapıldığında/eski sevgiliye duyulan nefretten emin olunduğunda/arkadaşların ve ailenin gazıyla/çok içilip ".ikecem bu karı milletini,niye bizi anlamıyorlar" naralarının atıldığı gecelerde)
eğer sevgili hala içte yer tutuyorsa o hediyeleri kullanmak mutluluk verebilir bu sadece bi iç kandırmadır ama olsundur. o eşyalar edinilirken gülünmüş sarılınmış öpüşülmüştür. eski sevgili onları sizi düşünerek almış, getirmiş ya da taşımıştır.iade etmek öküzlüktür.
eğer sevgili tamamen akıldan çıkarıldıysa evin en ücra köşesine kaldırılmalıdır tahminimce,eğer yok ben hala baş ucumda saklıycam bunları deniyorsa hala vardır bir kıvılcım
en iyisi eskiciye verip o hediyeleri, hamam tası ile değiştirmek
ayrıldıktan sonra toparlanıp kaldırılmaya ugrasılır, ancak aradan aylar geçipte hala elinizi attığınız biryerlerden bişeyler çıkıyosa bi süre sonra onlarla yaşamaya alışılır...
göz önünden ayırmamak gibi bir kendi kendine işkence çeşidi de vardır.
ilişki kötü bir şekilde bittiyse, alınan hediye sahibine geri verilip "al ulan, bunları da sok bi tarafına gerzek" demek suretiyle recycle tamamlanabilmelidir. zaten, artık eskimiş, pörsümüş olan birini hatırlatıp durması ve kafanızı bozması için elde birşey tutmaya gerek yoktur. kızdığınız ve sizi yaralayıp gitmiş birisi ise bu eski gerzek, zamanında verdiği hediye niteliğindeki eşyaların da kendisi gibi siktir olup gitmesi en güzelidir. geri almadığı durumlarda ise çöpe atmak, üzerine işemek, okkalı bir şekilde üzerlerine balgam tükürmek ya da bıçak ile parçalara ayırmak da diğer seçenekler arasındadır.
genellikle cope atilir, olmadi, degerlensin diye saga sola hediye edilir.
genelde arkadaşlara hediye edilir ama sonuçları daha kötüdür. arkadaş onu kullandıkça daha çok hatırlanır.
hediye edilen şeylere göre akibet seçenekleri mevcuttur: birlikte çektirilen resimler ve kendisinin size vermiş olduğu vesikalık: tartışmasız olarak çöpe.
hediye etmiş olduğu kitap ve benzeri şeyler: kütüphanenin hiç bakmadığın bir kısmına mümkünse, yok olmadı bir kitap bağışı kampanyası ile bağışlanır olur biter.
hediye edilmiş cd, kaset ve müzik ile ilgili her türlü materyal: arşivin en arkasına, varlığını bile hatırlamadığın cd'lerinin arasına, yerini bile hatırlamadığın hatta hatırlamayacağın raflara sıkıştırıver gitsin.komple kurtuluş: bir eş, dost ve akrabadan rica ile istersin onlar senin için tıkıştıracak bir yer bulur.
kalpler, mumlar ve her türlü şirinlik muskası hediye: salla gitsin çöpe, durmasın bir dakika daha, yada meraklısı olan biri varsa veririsin, mumları da bir gün elektrikler gittiğinde apartmanı aydınlatmak için kullanırsın. en azından insanlara bir hayrı dokunur.
hediye edilmiş giyecekler: eğer çok beğenilen bir şeyse giymeye devam edebilirsin, giyerkende bunu onun değilde kendinin satın aldığını düşünebilirsin, yok değilse bir kenara kaldırırsın veya gardrobun bir kenarına tıkıştırırsın, bedeni küçüldüğü zaman kuzen, yeğen vs. onlara verirsin.
mektuplar ve şiirler (bu devirde sevgilisine şiir yazan kız kaldı mı acaba?) : geri dönüşüm kutusuna.hediye edilmiş olan anılar: geleceğe bakarsın, geçmişi bir saniye bile düşünmezsin. kalbine ve aklına gömersin sonrada yoluna devam edersin.
t-shirt gece yatarken giyilir, sevimli ayıcık misafirliğe gelen ailenin çocuğuna oynasın diye verilir, kalem "1 ekmek 1 gazete" post itinin üzerine konulur, sıradanlaştırılmaya çalışılır, herhangi bir şey gibi bakmak istersin ama akıbeti bellidir, evde yalnız kaldığında gözüne çarpar, sıradan değildir, ağlatır.
- maddi değeri büyük ise (yani hediyelerin %1'i) kargo ile geri yollanır.-
börek, çörek, topkek gibi şeyler kankalara verilir. insanın içi kaldırmaz onları yemeyi.-
kolayca kurtulunabilecek şeyler kırılıp, parçalanıp, yakılır. (kartlar, bardaklar, resimler, afişler)- t-shirt, mendil, atkı gibi şeyler yerbezi, tozbezi olarak kullanılır.-
kazak, pantolon, spor ayakkabı gibi alengirli şeyler ise (mümkünse uzakta yaşayan) ihtiyacı olan insanlara verilir.- (biblo, tablo, yemek takımı gibi) başka birinin pek ihtiyaç duymayacağı şeyler büyükçe bir torbaya konur, çöpe atılır. burda önemli nokta, çöpün ağzı 3-4 kere düğümlenmelidir. zira torbayı hazırladıktan sonra "ulen ne vardı bir daha bakayım" derseniz, o torba açılır, içindekiler eski yerine konur. çöpü bizzat kendinizin atması gerekir. "aman ben buraya koyayım çöpler atılınca bu da atılır" derseniz yine o hediyeler eski yerlerinde bulacaklardır kendilerini.
işte favori hikaye bu bence........ hemen aktarıyorum
kimi siirle ifade eder kendini, kimi resimle.. ben de söz konusu akibet hakkında yanlıs düsüncelere kapılan kisilere bir anı yazısıyla cevap verme hakkımı kulanıyorum.cok iyi hatırlıyorum da ben 13-14 yaslarında çağdas iliskiyi amerikan filmlerindeki gibi zannediyor olucam **, cirkin bir sekilde ayrıldıgım kız arkadasıma bana dogum gunum ya da tam hatırlayamadıgım özel diye tabir edilen günlerden birinde aldıgı saati yuzune vururcasına geri vermistim.. kıza hediyesini geri verdigim andaki surat ifadesini hic unutmadım. ben bu davranısım sayesinde beni asla unutamayacagını saniyordum, ki zaten oyle de olmustu.. fakat cok sonraları ögrendigim kadarıyla benim “off nasıl koydu simdi bu laf “ dedigim anda kendisi benden tamamen nefret etmis..sonraları kolum bos kalınca saatimi de arar oldu gozlerim,zaten bitmis dandik bir iliksi sonrası icimde bir ukte oldu kaldı, acaba dedim bir umut daha var mı saat icin? gitsem, özür dilesem,” hayvanım ben beni affet, eger sana yalvarırsam bana saatimi geri verir misin?” dersem saatim geri gelir miydi? söz konusu iliksiye dair icimde kalmıs olan tek sey saatti. saatimdi..olayı anlattıgım bacak kadar arkadaslarım "iyi yapmıssın oglum, kız cok pis kalmıstır sen oyle yapınca” diyorlardı.. “gitti saat ehe ehea” diye gelenler de vardi.yıllar yılı söz konusu kızla yollarımız hep ayrı gitti.. yasımda büyüdükce bu olayı ne zaman düsünsem ulan derdim bacak kadar boyumla “ne hareket yapmısım kıza, hasta kalmıstır, kesin beni görüyodur rüyasında..”fakat isler onunla gecen sene basında karsılasana kadar böyle sürdü.. onu gördügüm anki saskınlıgımı unutamıyorum. o benım hatırladıgım insan gitmis yerine bambaska biri gelmıstı, serpilmis. güzellesmis.. ellerim titredi.terler aktı sacımdan o an hakkında tek aklımda kalan seyin saat oldugunu anladım. düsündüklerimi kelimeye dökmem gerekse ilk ve tek diyecebilecegim sey “saat” olurdu. yüzüme baktı aptal bi gülümsemeyle “ naber” dedi.. bende yalan bi gülümsemeyle yalandan “aa naber” diye karsıladım. belki bana azcık zaman verse “eheh saat olayını hatırlıyo musun ne salaktık o gunlerde dıymı” diye lafa dalıp tekrar sansımı deneyebilirdim. ama vermedi.ben eger o saati kıza iade etmemis olsaydım da sessiz sakin hep kolumda taksaydım, bugün o saati göstermez miydim ona, iste o zaman gercekten hasta kalmaz mıydı bana?bu yuzdendir ki hediyelere saygılı olunmalı görüsünü savunuyorum, söz konusu hediyeler kaldırılmalı gibi sacma düsüncelere kapınılmamalı,evin en göz onundeki yerinde saklanmalı ve hep hatırlanmalıdır.......
ve derledim topladım bunlar çıktı ortaya...............
seçenekler:-
saklamak(kilitli,kapalı kutularda yapılacak olan eylem.ömür boyu saklamak zor ama çok anlayışlı bi insanla(!) da evlenilirse muhafaza edilmesi olası)-atmak(yeni sevgili yapıldığında/eski sevgiliye duyulan nefretten emin olunduğunda/arkadaşların ve ailenin gazıyla/çok içilip ".ikecem bu karı milletini,niye bizi anlamıyorlar" naralarının atıldığı gecelerde)
eğer sevgili hala içte yer tutuyorsa o hediyeleri kullanmak mutluluk verebilir bu sadece bi iç kandırmadır ama olsundur. o eşyalar edinilirken gülünmüş sarılınmış öpüşülmüştür. eski sevgili onları sizi düşünerek almış, getirmiş ya da taşımıştır.iade etmek öküzlüktür.
eğer sevgili tamamen akıldan çıkarıldıysa evin en ücra köşesine kaldırılmalıdır tahminimce,eğer yok ben hala baş ucumda saklıycam bunları deniyorsa hala vardır bir kıvılcım
en iyisi eskiciye verip o hediyeleri, hamam tası ile değiştirmek
ayrıldıktan sonra toparlanıp kaldırılmaya ugrasılır, ancak aradan aylar geçipte hala elinizi attığınız biryerlerden bişeyler çıkıyosa bi süre sonra onlarla yaşamaya alışılır...
göz önünden ayırmamak gibi bir kendi kendine işkence çeşidi de vardır.
ilişki kötü bir şekilde bittiyse, alınan hediye sahibine geri verilip "al ulan, bunları da sok bi tarafına gerzek" demek suretiyle recycle tamamlanabilmelidir. zaten, artık eskimiş, pörsümüş olan birini hatırlatıp durması ve kafanızı bozması için elde birşey tutmaya gerek yoktur. kızdığınız ve sizi yaralayıp gitmiş birisi ise bu eski gerzek, zamanında verdiği hediye niteliğindeki eşyaların da kendisi gibi siktir olup gitmesi en güzelidir. geri almadığı durumlarda ise çöpe atmak, üzerine işemek, okkalı bir şekilde üzerlerine balgam tükürmek ya da bıçak ile parçalara ayırmak da diğer seçenekler arasındadır.
genellikle cope atilir, olmadi, degerlensin diye saga sola hediye edilir.
genelde arkadaşlara hediye edilir ama sonuçları daha kötüdür. arkadaş onu kullandıkça daha çok hatırlanır.
hediye edilen şeylere göre akibet seçenekleri mevcuttur: birlikte çektirilen resimler ve kendisinin size vermiş olduğu vesikalık: tartışmasız olarak çöpe.
hediye etmiş olduğu kitap ve benzeri şeyler: kütüphanenin hiç bakmadığın bir kısmına mümkünse, yok olmadı bir kitap bağışı kampanyası ile bağışlanır olur biter.
hediye edilmiş cd, kaset ve müzik ile ilgili her türlü materyal: arşivin en arkasına, varlığını bile hatırlamadığın cd'lerinin arasına, yerini bile hatırlamadığın hatta hatırlamayacağın raflara sıkıştırıver gitsin.komple kurtuluş: bir eş, dost ve akrabadan rica ile istersin onlar senin için tıkıştıracak bir yer bulur.
kalpler, mumlar ve her türlü şirinlik muskası hediye: salla gitsin çöpe, durmasın bir dakika daha, yada meraklısı olan biri varsa veririsin, mumları da bir gün elektrikler gittiğinde apartmanı aydınlatmak için kullanırsın. en azından insanlara bir hayrı dokunur.
hediye edilmiş giyecekler: eğer çok beğenilen bir şeyse giymeye devam edebilirsin, giyerkende bunu onun değilde kendinin satın aldığını düşünebilirsin, yok değilse bir kenara kaldırırsın veya gardrobun bir kenarına tıkıştırırsın, bedeni küçüldüğü zaman kuzen, yeğen vs. onlara verirsin.
mektuplar ve şiirler (bu devirde sevgilisine şiir yazan kız kaldı mı acaba?) : geri dönüşüm kutusuna.hediye edilmiş olan anılar: geleceğe bakarsın, geçmişi bir saniye bile düşünmezsin. kalbine ve aklına gömersin sonrada yoluna devam edersin.
t-shirt gece yatarken giyilir, sevimli ayıcık misafirliğe gelen ailenin çocuğuna oynasın diye verilir, kalem "1 ekmek 1 gazete" post itinin üzerine konulur, sıradanlaştırılmaya çalışılır, herhangi bir şey gibi bakmak istersin ama akıbeti bellidir, evde yalnız kaldığında gözüne çarpar, sıradan değildir, ağlatır.
- maddi değeri büyük ise (yani hediyelerin %1'i) kargo ile geri yollanır.-
börek, çörek, topkek gibi şeyler kankalara verilir. insanın içi kaldırmaz onları yemeyi.-
kolayca kurtulunabilecek şeyler kırılıp, parçalanıp, yakılır. (kartlar, bardaklar, resimler, afişler)- t-shirt, mendil, atkı gibi şeyler yerbezi, tozbezi olarak kullanılır.-
kazak, pantolon, spor ayakkabı gibi alengirli şeyler ise (mümkünse uzakta yaşayan) ihtiyacı olan insanlara verilir.- (biblo, tablo, yemek takımı gibi) başka birinin pek ihtiyaç duymayacağı şeyler büyükçe bir torbaya konur, çöpe atılır. burda önemli nokta, çöpün ağzı 3-4 kere düğümlenmelidir. zira torbayı hazırladıktan sonra "ulen ne vardı bir daha bakayım" derseniz, o torba açılır, içindekiler eski yerine konur. çöpü bizzat kendinizin atması gerekir. "aman ben buraya koyayım çöpler atılınca bu da atılır" derseniz yine o hediyeler eski yerlerinde bulacaklardır kendilerini.
işte favori hikaye bu bence........ hemen aktarıyorum
kimi siirle ifade eder kendini, kimi resimle.. ben de söz konusu akibet hakkında yanlıs düsüncelere kapılan kisilere bir anı yazısıyla cevap verme hakkımı kulanıyorum.cok iyi hatırlıyorum da ben 13-14 yaslarında çağdas iliskiyi amerikan filmlerindeki gibi zannediyor olucam **, cirkin bir sekilde ayrıldıgım kız arkadasıma bana dogum gunum ya da tam hatırlayamadıgım özel diye tabir edilen günlerden birinde aldıgı saati yuzune vururcasına geri vermistim.. kıza hediyesini geri verdigim andaki surat ifadesini hic unutmadım. ben bu davranısım sayesinde beni asla unutamayacagını saniyordum, ki zaten oyle de olmustu.. fakat cok sonraları ögrendigim kadarıyla benim “off nasıl koydu simdi bu laf “ dedigim anda kendisi benden tamamen nefret etmis..sonraları kolum bos kalınca saatimi de arar oldu gozlerim,zaten bitmis dandik bir iliksi sonrası icimde bir ukte oldu kaldı, acaba dedim bir umut daha var mı saat icin? gitsem, özür dilesem,” hayvanım ben beni affet, eger sana yalvarırsam bana saatimi geri verir misin?” dersem saatim geri gelir miydi? söz konusu iliksiye dair icimde kalmıs olan tek sey saatti. saatimdi..olayı anlattıgım bacak kadar arkadaslarım "iyi yapmıssın oglum, kız cok pis kalmıstır sen oyle yapınca” diyorlardı.. “gitti saat ehe ehea” diye gelenler de vardi.yıllar yılı söz konusu kızla yollarımız hep ayrı gitti.. yasımda büyüdükce bu olayı ne zaman düsünsem ulan derdim bacak kadar boyumla “ne hareket yapmısım kıza, hasta kalmıstır, kesin beni görüyodur rüyasında..”fakat isler onunla gecen sene basında karsılasana kadar böyle sürdü.. onu gördügüm anki saskınlıgımı unutamıyorum. o benım hatırladıgım insan gitmis yerine bambaska biri gelmıstı, serpilmis. güzellesmis.. ellerim titredi.terler aktı sacımdan o an hakkında tek aklımda kalan seyin saat oldugunu anladım. düsündüklerimi kelimeye dökmem gerekse ilk ve tek diyecebilecegim sey “saat” olurdu. yüzüme baktı aptal bi gülümsemeyle “ naber” dedi.. bende yalan bi gülümsemeyle yalandan “aa naber” diye karsıladım. belki bana azcık zaman verse “eheh saat olayını hatırlıyo musun ne salaktık o gunlerde dıymı” diye lafa dalıp tekrar sansımı deneyebilirdim. ama vermedi.ben eger o saati kıza iade etmemis olsaydım da sessiz sakin hep kolumda taksaydım, bugün o saati göstermez miydim ona, iste o zaman gercekten hasta kalmaz mıydı bana?bu yuzdendir ki hediyelere saygılı olunmalı görüsünü savunuyorum, söz konusu hediyeler kaldırılmalı gibi sacma düsüncelere kapınılmamalı,evin en göz onundeki yerinde saklanmalı ve hep hatırlanmalıdır.......
Sevgilisinden Yeni Ayrılanlara Tavsiyeler
ciddi ve uzun süreli bir ilişkinin ardından yaşanmış bir ayrılıksa öncelikle şunlara dikkat etmek gereklidir:
* asla uyumaya çalışmayın, çünkü uyuyamazsınız.
* yemek yemeye çalışmayın, çünkü canınız hiçbirşey istemez.
* mutlu gözükmeye çalışmayın, çünkü kendinizi bile kandıramazsınız.
* yeni birisine bakmaya çalışmayın, çünkü kimseyi beğenmezsiniz.
* unutmaya çalışmayın, çünkü gözlerinizin gördüğü herşey size onu hatırlatır.
* zamana bırakın, çünkü elinizden başka hiçbirşey gelmez.
*çok eskiden ayrılmış gibi yapınız.
_____________________ya da________________
aşk bitmeden ayrılanlar için:
ayrıldıktan sonra ne onun canını yakmaya çalışın, ne de onun sizin canınızı yakmasına izin verin.ayrılık yeterince kötü- bir de çocukça oyunlara girişmeyin. haber almaya, haber göndermeye çalışmayın.büyük ihtimalle duyduklarınızın, gördüklerinizin yarısından çoğu, sizin canınızı yakmak için olacaktır. zira kendi canı da yanıyor.
biraz zaman verin..kızgınlıklar zaman aşımına uğrarsa, daha nesnel bakarsınız her şeye.
siz de olmadığınız gibi görünmeye çalışmayın, o'nun bir zamanlar ciğerinizi en iyi bilen kişi olduğunu unutmayın. acınızdan utanmayın. siz sevdiniz. size kazık atmışsa bile-zira acı çeken kişiler için sevdiceğin yaptığı her şey kazık gibi görünür- kin gütmeyin. büyüklük sizde kalsın.çirkin sözler etmeyin, kırmak insanca değildir.
etrafa karşı da büyük büyük laflar etmeyin; çocukça görünüyor. asil davranın, acınızı yaşayın. son da size yakışır olsun.içinizden geliyorsa, oturup konuşmak için arayın. pişmansanız arayın. tekrar denemek için arayın. iletişim kurun bir şekilde.ne diyeceginden korkmayın, önemli olan sizin arama büyüklüğünü göstermeniz. dünyaya bir kere geliyoruz ve ömür dediğin mutlu anlardan ibaret.
ama iş olsun diye aramayın. amacınızı, niyetinizi bilin, bildirin. sevgiline nasıl sahip çıkıyorsan, ayrıldıktan sonra da eski sevgiliye laf getirmeyin. yaşadıklarınıza sahip çıkın. ona gelen laf, size gelmiştir. döneklik etmeyin.efendi olun. artislik yapmayın. ----------------------
taraflardan birinin aşkı bittiği için ayrılanlara:yukarda yazılanlardan aramak dışındakilerin hepsi geçerli.not: bir ayrılığın sorumlusunun hiç bir zaman tek kişi olmadığını unutmayın. insan dediğin hata yapar. affetmesen de, bil.bilmem ne kadar zaman sonra gelen
* asla uyumaya çalışmayın, çünkü uyuyamazsınız.
* yemek yemeye çalışmayın, çünkü canınız hiçbirşey istemez.
* mutlu gözükmeye çalışmayın, çünkü kendinizi bile kandıramazsınız.
* yeni birisine bakmaya çalışmayın, çünkü kimseyi beğenmezsiniz.
* unutmaya çalışmayın, çünkü gözlerinizin gördüğü herşey size onu hatırlatır.
* zamana bırakın, çünkü elinizden başka hiçbirşey gelmez.
*çok eskiden ayrılmış gibi yapınız.
_____________________ya da________________
aşk bitmeden ayrılanlar için:
ayrıldıktan sonra ne onun canını yakmaya çalışın, ne de onun sizin canınızı yakmasına izin verin.ayrılık yeterince kötü- bir de çocukça oyunlara girişmeyin. haber almaya, haber göndermeye çalışmayın.büyük ihtimalle duyduklarınızın, gördüklerinizin yarısından çoğu, sizin canınızı yakmak için olacaktır. zira kendi canı da yanıyor.
biraz zaman verin..kızgınlıklar zaman aşımına uğrarsa, daha nesnel bakarsınız her şeye.
siz de olmadığınız gibi görünmeye çalışmayın, o'nun bir zamanlar ciğerinizi en iyi bilen kişi olduğunu unutmayın. acınızdan utanmayın. siz sevdiniz. size kazık atmışsa bile-zira acı çeken kişiler için sevdiceğin yaptığı her şey kazık gibi görünür- kin gütmeyin. büyüklük sizde kalsın.çirkin sözler etmeyin, kırmak insanca değildir.
etrafa karşı da büyük büyük laflar etmeyin; çocukça görünüyor. asil davranın, acınızı yaşayın. son da size yakışır olsun.içinizden geliyorsa, oturup konuşmak için arayın. pişmansanız arayın. tekrar denemek için arayın. iletişim kurun bir şekilde.ne diyeceginden korkmayın, önemli olan sizin arama büyüklüğünü göstermeniz. dünyaya bir kere geliyoruz ve ömür dediğin mutlu anlardan ibaret.
ama iş olsun diye aramayın. amacınızı, niyetinizi bilin, bildirin. sevgiline nasıl sahip çıkıyorsan, ayrıldıktan sonra da eski sevgiliye laf getirmeyin. yaşadıklarınıza sahip çıkın. ona gelen laf, size gelmiştir. döneklik etmeyin.efendi olun. artislik yapmayın. ----------------------
taraflardan birinin aşkı bittiği için ayrılanlara:yukarda yazılanlardan aramak dışındakilerin hepsi geçerli.not: bir ayrılığın sorumlusunun hiç bir zaman tek kişi olmadığını unutmayın. insan dediğin hata yapar. affetmesen de, bil.bilmem ne kadar zaman sonra gelen
Yanmayı Bilen Kadın
Yanmayı bilirsin kadın..
Yakmayı da...
Karanlığa gözleri dalıp, bakmayı da..
Bu şarkı, bir gece rüyada çıktı, içinde bir sır ve büyük bir gizem saklı..
Sevdiğimde bana bir zamanlar aşıktı..
"Aşk bitti" dedim, küllerinden bu şarkı çıktı..
Bu sözleri okuyanlar, bilin ki bu sözler canlı..
İçinde, hazin, acıklı, kırık dökük bir aşk hikayesi saklı..
Yazanın kalbi, mühürledi kendini, bu ümitsiz aşkın boşluğuna attı..
Eğer bir gün bir aşk feryadı duyarsanız,
Bilin ki; Yanmayı da yakmayı da bilen,
Karanlığa gözleri dalıp, bakmayı da bilen kadının aşkı.
Yakmayı da...
Karanlığa gözleri dalıp, bakmayı da..
Bu şarkı, bir gece rüyada çıktı, içinde bir sır ve büyük bir gizem saklı..
Sevdiğimde bana bir zamanlar aşıktı..
"Aşk bitti" dedim, küllerinden bu şarkı çıktı..
Bu sözleri okuyanlar, bilin ki bu sözler canlı..
İçinde, hazin, acıklı, kırık dökük bir aşk hikayesi saklı..
Yazanın kalbi, mühürledi kendini, bu ümitsiz aşkın boşluğuna attı..
Eğer bir gün bir aşk feryadı duyarsanız,
Bilin ki; Yanmayı da yakmayı da bilen,
Karanlığa gözleri dalıp, bakmayı da bilen kadının aşkı.
Benim Kalbimi de sonsuza kadar yaktı.
"
"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)